Günümüzde İstanbul gibi yoğun nüfuslu ve aktif olarak göç alan mega yerleşim merkezlerinde, araç park edecek yer bulmak adeta işkence haline gelmiş durumda. Bu da şehir yaşamını mevcutta olduğundan çok daha stresli bir hale getiriyor. Yollarda bulunan araç sayısının artmasıyla beraber ortaya çıkan trafik yoğunluğunun yanında, park edecek yer bulmak da bir hayli zorlaşıyor.
Kalabalık bir şehirde yaşıyorsan, mesai bitiminde yollarda yaşanan o keşmekeş sana da tanıdık gelecektir. Hele de işe gidiş gelişlerinde özel araç kullanıyorsan, senin de bu durumdan mustarip olman çok mümkün! Durma noktasına gelmiş bir trafikte fazlaca zaman kaybettikten sonra, bir de otomobilini park edeceğin yeri düşünmek kimin huzurunu kaçırmaz ki? Öyleyse gel, araç paylaşımının bu noktada sunabileceği çözümleri birlikte keşfedelim!
1. Araç Paylaşımı Nedir?
Araç paylaşımı, yalnızca kullandığın kadar ödediğin kısa süreli bir araç kiralama sistemini ifade ediyor. Bu sistemin üyesi olanlar, şehir içi ulaşımını 7/24 rahatlıkla gerçekleştirebiliyor. Üstelik paylaşımlı araç kullanıcıları, araba satın almanın yüksek maliyetleri ile yüzleşmek durumunda da kalmıyor. Çünkü satın alınacak herhangi bir özel arabanın sunacağı tüm konfor, araç paylaşımı sayesinde de erişilebilir hale geliyor.
Elbette, araç paylaşımının hitap ettiği kitle yalnızca araba sahibi olmayan kullanıcılar ile sınırlı değil. Bu ulaşım modeli, kendi otomobili bulunan kullanıcılar için de yenilikçi seçenekler sunuyor. Aynı zamanda şirketler tarafından da tercih edilebilen araç paylaşımı; uygun maliyeti, esnekliği ve rahatlığı ile kurumlara da bir hayli avantaj sağlıyor.
2. Araç Paylaşımı Şehirlerdeki Park Yeri Sorununa Nasıl Çözümler Getiriyor Olabilir?
Kentleşme ile birlikte artan park yeri sorunu, pek çok kişi için her gün yeniden çözülmesi gereken bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Özellikle de insan nüfusunun giderek genişlediği büyük şehirlerde, park yeri için geniş alanlar ve yüksek maliyetli bir bütçe ayrılıyor. Sağlanan park yeri alanlarının yüzde 95’ini ise kullanılmayan özel araçlar kaplıyor. İşte tam da bu yüzden ‘‘akıllı ulaşım’’ modeli tüm dünyada yaygınlaştırılmaya çalışılıyor.
Özel araçların kullanım oranı %4 iken, paylaşımlı bir aracın kullanım oranı %15 oluyor. Bu da demek oluyor ki özel araçların hepsi kullanılmadığı süre boyunca park yerlerini işgal ediyor.
TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre 2022 yılının Ocak ayında kayıtlanan araçlar arasında, özel arabaların yüzde 55,2’lik bir paya sahip olduğu görülüyor. Paylaşımlı araçların her biri ise yaklaşık olarak 9 ila 13 özel arabanın yerini alıyor. Bu da araç paylaşım modelinin hem trafik yoğunluğunu hem de satın alınacak yeni araçların kapladığı yer miktarını azaltmaya ciddi oranda katkı sağlayabileceğini gösteriyor. Bisiklet ve toplu taşıma kullanımı ile birlikte desteklendiğinde araç paylaşımı, devletler için sağladığı para tasarrufunun yanında çevreye de olumlu katkılarda bulunuyor.
3. Park Yeri Sorunu TikTak ile Çözümsüz Değil!
Ağır aksak ilerleyen İstanbul trafiğinde aracını park edecek yer bulamamak seni de yormuyor mu? Peki, bu soruna TikTak ile bir çözüm getirmenin mümkün olduğunu söylesek ne dersin? İstanbul’un kaotik trafiğinden seni kurtarmak için her an yanında olan TikTak uygulaması ile kiraladığın her arabayı, İSPARK’lara rahatlıkla park edebilirsin. Üstelik otopark ücreti olarak ödediğin miktarın yüzde 10 fazlasını, uygulama hesabında puan olarak görebilirsin!
Hadi şimdi sen de TikTak mobil uygulamasını telefonuna indir ve park yeri sorunu yaşamanın stresinden kurtul!